KİM KİMDİR?
T’eşu Mehmet Yasin Çelikkıran
T’eşu Mehmet Yasin Çelikkıran 1927 yılında Gaziantep’te doğdu. Babası T’eşu Şerif Bey, Adigelerin Şapsığ boyundandır. 1864 Büyük Çerkes Sürgünü sırasında Kafkasya’dan Balkanlara, Priştine’ye zorunlu olarak göçürülmüş,1877-1878 Osmanlı Rus Harbi (93 Harbi) sonucunda imzalanan Edirne Anlaşması gereğince de ikinci kez yer değişimine mecbur bırakılarak Anadolu’ya gelen Adigelerden “T’eşu” ailesine mensuptur.
Annesi Fatimet Hanım ise Adigelerin Abzeh boyundan, “Abide” ailesindendir. Eşi, K.Maraş ve çevresinde hanedan bir aile olarak tanınan Adığelerin Abdzax boyundan Nedimoğlu Mahmut Beyin kızı Meliha hanımdır.. İnci Seminay ve Işıl Setenay adlı iki kızları vardır.
1935’te soyadı kanunu çıkınca, kendi sülale adı- aile soyadı varken onun yerine ailesine “Çelikkıran” soyadı verildi.
Mehmet Yasin Çelikkıran, eğitimine Kahramanmaraş’ta başladı. Orta öğrenimi sırasında bütün ülke çapında gerçekleştirilen eğitim sınavında Türkiye birincisi olunca Galatasaray Lisesinde okuma olanağını elde etti. Savaş yıllarında Galatasaray Lisesinde daimi yatılı olarak okudu ve 1949’da mezun oldu. Yüksek öğrenim için Hukuk Fakültesine bir süre devam etmişse de zorunlu nedenlerle Hukuk tahsilini yarıda bıraktı. İlk fırsatta Yüksek öğrenime yeniden başlayarak Galatasaray İktisadi Ticari İlimler Akademisinden mezun oldu. 1955 yılında askerlik görevini de tamamlayarak, meslek yaşamına başladı.
İstanbul Belediyesinde başlayan devlet memurluğu görevine, idareci olarak Ticari İlimler Akademisi ve Galatasaray Lisesinde devam etmiştir. Turizm Bakanlığında işletme müdürlüğünün görevini sürdürmüş ve 1990’da toplam 34 yıl devlet hizmetinden sonra emekliye ayrılmıştır. Adige dilinin yanı sıra, İngilizce ve Fransızca bilmekteydi.
İstanbul Kafkas Kültür Derneği bünyesinde 1946’dan itibaren aktif üyeler arasında yer aldı. Kendi deyimiyle “ genel sekreter olarak 11 yıl, denetim kurulunda 10 yıl, onur kurulunda 10 yıl” olmak üzere hizmet vermiştir. Dernek bünyesinde hizmetiyle erişilmesi güç bir rekora sahiptir. Dernek faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde ön plana çıkan bir özelliği de iyi bir organizatör ve planlamacı olmasıdır.
Şimdi “Bağlarbaşı Deneği” olarak anılan o günkü “Türkiye Kafkas Kültür ve Yardımlaşma Derneği” sıradan bir ilçe, bir mahalle derneği değildi; yalnızca İstanbul’u bile değil, tümüyle Türkiye’yi kucaklamayı amaçlayan, (belki Çerkes dünyasında da etkili ve söz sahibi olması beklenen) en eski ve en büyük sivil toplum kuruluşuydu. Bu kurum, rahmetli Mehmet Yasin Çelikkıran için bir devlet çatısı gibiydi. Benzetmek uygunsa Başkanı Cumhurbaşkanı, Genel Sekreteri Başbakan, Yönetim Kurulu üyeleri Bakanlar Kurulu üyeleri konumundaydı. Rahmetli Yasin Bey görevini böyle bir anlayış ve ciddiyet içinde yerine getirmeye çalışırdı. Bir kurmay/bürokrat titizliği ile hazırladığı yazıları, suretleriyle birlikte imza kartonuna yerleştirip, önünü ilikleyerek imza için başkana sunarken k, takındığı tavır, anlayış ve ciddiyet görülmeye değerdi.
Dernekteki görevi sırasında ve görev dışında Türkiye’nin tüm yörelerinden ve Suriye-Ürdün gibi başkaca ülkelerden yüksek tahsil için İstanbul’a gelmiş olan genç kuşaklarla iyi diyalog kurup onlara rehber ve yardımcı oluşu ve gerektiğinde evini onlara açmış olması yönüyle de haklı olarak sevilen ve sayılan bir Çerkes büyüğü olarak ad bırakmıştır. İstanbul’un yanı sıra, Ankara, Düzce ve Eskişehir Kafkas Kültür Derneklerinin de üyeliğini yapnıştır.
Türkiye’deki Kafkas kültürüyle ilgili çalışmaları ve faaliyetleri yakından izlediği gibi Ürdün-Suriye-İsrail-ABD’de kurulu bulunan Kafkas Kültür Dernekleri ve Vakıfları ile yakından ilgilenmiş, kalama aldığı yazılarıyla onların tanıtımına ve ilişkilerin geliştirilmesine de öncülük etmiştir. Bu ilişkilerin doğal sonucu olarak Amman Çerkes Derneği, Şam Çerkes Derneği, İsrail Kfar Kama Çerkes Derneği, Kafkasya’da Kardeniz Kıyıboyu Şapsığları Derneği, Adıgey Cumhuriyeti Maykop Adıge Derneği gibi birçok kuruluş tarafından bu alandaki çalışmaları takdir edilerek kendisine “onur üyeliği” payesi layık görülmüştür.
Kafkasya, Kafdağı,Alaşara, Nart ve diğer dernek yayınlarında yazıları, tercümeleri ve söyleşileri yayınlanmıştır.
Glasnost dönemi sonrasında 1989’da Türkiye’den Kafkasya’ya düzenlenen ilk turistik gezinin organizasyonunu gerçekleştirmiştir. 1989 yılında Ankara’da gerçekleştirilen “ Sürgünde 125.yıl” organizasyona bir tebliğle katılmış, yurt dışından gelen konuklarla geceli-gündüzle beraber olarak geleceğe yönelik planlamalar yapılmasına deneyimli bir Adige Thamadesi olarak önemli katkılar sunmuştur.
1990’da ise Türkiye ve İsrail’den Adigelerden oluşan bir grubun Kafkasya gezisini organize etmiştir. Bu organizasyondan sonra, “Genç kuşaklara bir şeyler bırakmak konusunda sorumluluklarımız vardır.” Diyerek birikimlerini yazaılı eserler haline dönüştürmeye başlamış ve 4 önemli eser kazandırmıştır.
Mehmet Yasin Çelikkıran, Anadille okuma-yazma konusunda ustalaşmış, Kafkasya ve Kafkasya dışında bir çok Yazar-Şair, Dil Bilimci, Nartolog, Tarihçi, Arkeolog-Antropolog-Etnolog ile tanışmış ve bilgi birikimini arttırmış olarak yeni yeni eserler için hazırlık yapmakta olduğu talihsiz bir zamanda (996 yılında) geçirmiş olduğu bir trafik kazası sonucu aramızdan ayrılmıştır.
O, hayatının her aşamasında mensubu bulunduğu Çerkes halkının antik kültürünün binlerce yıllık tarihi geçmişinin bilincinde olarak yaşamış, halkına karşı sorumluluklarını asla unutmamış ve yaşamı boyunca özgün kültürünü evinde ve hemşerileriyle birlikteyken bire bir yaşamaya çalışmış, Kafkas Kültür Kurumlarında gönüllü olarak görevler almak suretiyle genç kuşaklara rehber ve yardımcı olmaya çalışmış bir büyüğümüzdü. Her yaştan insanımızla olan ilişkilerinde kendisine has; sadeliğiyle, candanlığıyla, güler yüzlülüğü ile ve tevazu sahibi oluşu ile bu fani dünyada bir iz bırakarak ayrılmıştır. “Ruhu şad olsun” .
Eserleri:
1) 1991’de “Türkçe Adıgece Sözlük”,
2) 1992’de “Adıgece-Türkçe Sözlük” (Bu iki eser Türkçe ve Adıgece yayınlanan ilk sözlük olma özelliğine sahip olmaları yanında Anavatan dışında yayıma hazırlanıp basımı anavatanda yapılmış olması bakımından da Türkiye Çerkesleri için birer ilktir)
3) 1994’te “Çerkes Atasözleri ve Deyimleri” kitabı Tüm Zamanlar Yayıncılık firmasınca basımı yapılmıştır.
4) Çerkes Masalları adlı çalışması vefatından sonra 2001 yılında Kafder Yayınları arasında okurlarıyla buluşmuş olup seçilmiş 36 masal ve söylenceyi içermektedir.
5) 1996’da vefatıyla birlikte ‘Kafkasya’da sülaleler indeksi’, ‘Kafkasya’da köyler listesi’ dahil olmak üzere sürdürdüğü araştırmaları da el yazısıyla taslak aşamasında kalmıştır.
6) Kafkas Kültür Dergilerinde yayımlanan, söyleşi, makale, tanıtım ve seyahat yazılarından örnekler