ARAŞTIRMA & BELGE
Abhazya Cumhuriyeti Türkiye Temsilcisi Sayın Vladimir Ayüdzba’nın Ömer Beygua’nın Cenaze Töreninde ki Konuşma Metni
Sevgili dostlar;
Bugün burada çok değerli araştırmacı ve yazar
Sayın Ömer Beygua’nın cenazesi için bir araya geldik.
Bugün bir araya gelen bu topluluğun içinde Abhazca bilmeyenler var biliyorum, ama ben affınıza sığınarak size sevgili Ömer Büyüka’nın canından çok sevdiği Abazaca ile seslenmek istiyorum. Eğer öbür dünya varsa, bugün bu lisanı kullanmanın sevap olduğunu düşünüyorum. Bugüne dönecek olursak, bugün bize yakışan da kendi lisanımızda konuşmaktır diye düşünüyorum.
Sevgili Ömer Beygua’nın vefatını derin bir acıyla öğrenen Abhazya Cumhurbaşkanı Sayın Vladislav Ardzınba başta olmak üzere, tüm Abhaz halkı ve tüm aydınlar, öncelikle Sevgili Ömer Beygua’nın ailesine ve Kafkas Abhazya Dayanışma Komitesi’ne baş sağlığı mesajlarını iletiyor ve tüm dünyaya yayılan yüzbinlerce Kafkas kökenli insanın çok değerli bir büyüğümüzü kaybetmenin üzüntüsünü paylaşıyoruz.
Abhazya Parlamento Başkanı Sayın Sokrat Acincal, Başbakan Sayın Viaçeslav Tsugba, Dışişleri Bakanı Sayın Sergey Şamba, büyük edebiyatçımız Bagrat Şinkuba ve Abhazya Bilimler Akademisi Başkanı Sayın Şota Arıstaa da aynı üzüntüyü paylaşıyor, ailesi ve tüm Abhaz halkına başsağlığı duygularını iletiyorlar.
Sevgili Dostlar, bugün dünyanın neresnde yaşıyor olursa olsun tüm Çerkesler için yas günüdür. Geçmişte ataları anavatandan sürgün edilen ve Türkiye’yi ikinci vatanı olarak kabul eden Sevgili Ömer Beygua tüm hayatı boyunca Abhaz halkına hizmet etti. Abhaz halkının dil, tarih, edebiyat ve kültür zenginliğini derleyen çok kıymetli bir büyüğümüzü yitirdik. Yaşamı bize bahşeden Tanrı ne yazık ki, ölümü de bizler için yarattı. Sevgili Ömer Beygua’yı da Tanrı bizlere sonsuza dek vermedi. Fakat o hayatını, halkının dili tarihi, edebiyatı ve kültürüne adadı, ortaya koyduğu eserleri gelecek kuşaklara da ulaşarak aslında kendi ölümsüzlüğünü kendisi yarattı. Bu dünyada ne yazık ki ölmeyen kimse olmayacak. Sevgili Ömer Beygua 100 yıl’dan biraz daha fazla yaşadı. Bu yaş az değil diyebilirsiniz fakat, aslında bir Abhaz için fazla sayılmaz.
Sevgili Ömer Beygua biraz daha yaşasaydı, kazanan Abhazya tarihi olurdu. Aktıkça yeni yerlere ulaşan bir pınar gibi yeniliklere doğru dolu dolu akar giderdi. Abhaz dili ve edebiyatı daha da zenginleşirdi. Abaza bilim adamları arasında aldığı yeri her zamanki gibi sapasağlam dururdu. Fakat hayatta önemli olan kimin ne kadar yaşadığı değildir. Sevgili Ömer’den daha uzun yaşayanlar da olabilir. Önemli olan yaşadıkları zaman içinde üretebildikleri ve gelecek nesillere bırakabildikleridir. İşte Ömer Beygua bunu başarabilmiş ve hayatını bilerek kendi halkına adamış büyük bir tarihçi idi. Kısacası o, halkının onur duyduğu büyük bir Abhazdı. Ömer Beygua el attığı her işte önemli bir iz bıraktı. Bizlere ulaştırdığı tüm eserlerinde halkının yaşadığı acıları, kültüründeki özellikleri, geleneklerindeki güzellikleri ve önemli ayrıntıları anlattı. Sevgili Ömer’in elinden çıkan tüm eserler, kaynağından çıkan bir pınar gibi temiz, Abhaz halkının ruhunu yansıtan Nart Sosrıkuo ve Abriskil’den bu yana gelen ‘‘Anaç Dil’’ Abhazca ile bizlere ulaştı.
Şunu tekrarlamak istiyorum, bu dünyada sonsuza dek yaşayan kimse yok. Yaşamdan ayrılan bir insan yalnızca ailesi ve belki çevresi için ölür ve acı verir. Ama Sevgili Ömer Beygua yalnızca ailesi için değil, tüm Abhaz halkı ve tüm Kafkas halkı için öldü. Onun acısı ve yokluğu acı veren bir kayıp oldu. Gökyüzünden geceye ışık veren bir yıldız kaydı.
Muhaceretin yaşandığı 200 yıla ulaşan süre içinde Ömer gibi kıymetli başka insanlarımız da oldu. Ancak o diğerlerinden farklı olarak bir önderdi. Gökyüzünden yansıyan ve diğerlerinin yolunu aydınlatan bir ışık oldu.
Pek çok kez ifade ettiğimiz gibi Sevgili Ömer’in tarih ve kültür konusunda pek çok çalısması vardır. Ancak dikkatimizi çeken şey onun kıskanç bir sevgili gibi Abhaz dilini her şeryde sakınan ve koruyan yanıdır. Abhazca konuştuğu zaman duyduğu heyecan tıpkı bir Apxartsa’nın (pşına) dışarıya yansıttığı o eşsiz tını gibi coşkulu ve akıcıdır. Abhazca’nın geliştirilmesi için çalışmak, ‘‘Abazalık’’ denen ve bir toplumun tüm karakteristiğini yansıtan kültür özelliklerini derlemek ve bunları gelecek kuşaklara ulaştırmak Sevgili Ömer’in kendine vazife edindiği bir unsurdu ve konuda da çok başarılı oldu. Hayatı boyunca bu olayı kutsal bir görev olarak gördü ve son nefesini de bu duygular içinde verdi.
Abhaz aydınları Ömer Beygua’yı Abhazya’nın bilim ve edebiyatının atası olan Dirmit Gulya ile aynı yere koyuyor ve her ikisine de aynı saygı ve hayranlıkla bakıyorlar. Ömer Beygua, tarih girdabının içinde yok olmaya yüz tutan diasporadaki Abhaz halkı ve anavatanda yaşayan Abhazların arasında bir köprü ve sonsuza dek yaşayacak bir sembol oldu. Ömer Beygua’nın tüm duygu ve düşünceleri Abhazya üzerine idi. Anavatanını bir gün mutlaka göreceğine, Abhazya ve diasporada yaşayan tüm Abhazları ayıran demir perdenin bir gün yıkılacağına ve birbirinden ayrı kalan bu insanların bir gün kucaklaşacağına tüm kalbiyle inanıyordu.
Ömer’in bu düşünceleri ve vatana duyduğu hasretini ‘‘APSINI APSINI’’ şiirinde en güzel şekilde görüyoruz. Sonunda Ömer’in hayalleri gerçekleşti ve 1975 yılında anavatanına giderek halkıyla kucaklaştı.
Ömer’i rahatsız eden ve acı çekmesine sebep olan önemli bir unsur da, Abhazya’nun tam anlamıyla bağımsız olmamasıydı. En büyük hayali, yitirdiğimiz bağımsız Abhaz Devleti özelliğini tekrar kazanmamızdı. Ben bugün burada senin başında göğsümü gererek sana seslenebiliyorsam Sevgili Ömer, rahat rahat yatabilirsin mezarında, çünkü 120 yıllık devlet geleneğine sahip olan Abhazya Cumhuriyeti sonunda bağımsızlığına kavuştu. Abhazya halkı bugün özgür ve bağımsız olarak kendi ülkelerinde kendi dillerini konuşabiliyorlar. Psou ve İngur nehirleri arasında bugün artık Abhazca özgürce konuşuluyor. Bu toprakların sahibi binlerce yıldır olduğu gibi yine Abhazlar ve Abhazya Cumhuriyeti’inin diğer tüm vatandaşlarıdır.
Her insan kendi zamanının kahramanıdır. Sen Ömer tüm Abhaz halkı ve Kafkasya halkı için Apsualık yaşladıkça yüreklerimizdeki yerinde sonsuza dek ölümsüz bir kahraman olarak yaşayacaksın.
Bugün Türkiye’de sürgüne uğrayan Kafkasyalıların ikinci vatanında, Abhazca konuşuluyorsa, ‘‘Avraşa’’ şarkısı duyuluyorsa ve ‘‘Avraşa’’ oynanıyorsa bunu sağlayan insanların başında sen vardın. Ancak bize acı çektiren ve yüreğimizi sızlatan bir şey var. Dünden itibaren senin ismini artık geçmiş zaman olarak kullanmak zorunda kaldık. Fakat eminim ki bugün ve yarın da her zaman kalbimizde olacak ve bizimle birlikte yaşayacaksın.
Abhazya Devleti’nin Türkiye Temsilcisi sıfatıyla size söz veriyorum ki, Ömer’in dedelerinin yaşadığı köy olan Abjakua’dan toprak getireceğim ve mezarının üzerine koyacağım. Mezarında rahat uyu Sevgili Ömer, bu dünyada dolu dolu yaşadın. Öbür dünyanın en güzel köşesinde olmanı tüm kalbimle diliyoruz.
-
Vaynakh (Çeçen-İnguş) Halk Kahramanları Hakkındaki Tarihi Gerçekler Yorumlar Ve Olaylar
25 Nisan 2015, Cumartesi -
Ölüm Evleri
01 Ağustos 2012, Çarşamba -
Ankara’da ve Soçi’de Farklı Çerkeslik Halleri
21 Temmuz 2012, Cumartesi -
1960'larda Bir Abhaz Köyü; Mezit
13 Temmuz 2012, Cuma -
İverönü Köyü ile Alakalı Bir Dokümanın Tetkiki
13 Temmuz 2012, Cuma -
Madam B. Chantre’ye Göre XIX. Yüzyıl Sonlarında Tomarza Ve Çevresi
10 Temmuz 2012, Salı -
Atlantis Efsanesi ve Kafkasya ile İlişkisi
09 Temmuz 2012, Pazartesi -
Aydın Osman Erkan'ı Anarken
09 Temmuz 2012, Pazartesi -
Kuzey Kafkasyalıların Kültürel Örgütlenme Çalışmaları
07 Temmuz 2012, Cumartesi