SÜRGÜN
Göçün (veya Sürgünün) Nedenleri
Yakın tarihimizin önemli etnik ve toplumsal olaylarından birisi Kafkasyalıların Osmanlı topraklarına yaptıkları göçtür. Böyle diyoruz çünkü göçmenlerin önemli bir kısmı kendi istekleri ile göç etmişlerdir. Ancak diğer taraftan da Rusya'nın özellikle Çerkes ve Abaza kabilelerini ya ovalara inip yerleşme ya da Osmanlı devletine göç etme şıkları karşısında bırakarak yaptığı zorlama nedeni ile bu olay bir sürgün niteliği taşımaktadır. Ayrıca bu olayın Rusların Kafkasya'yı istilaları sonucunda başladığını da unutmamak gerekir.
Göçün temel nedenlerini Osmanlı Devleti yönünden, Rusya yönünden, Kafkasyalılar yönünden ayrı ayrı ele almakta yarar vardır.
1 - Osmanlı Devletinin Rolü
Osmanlı devleti göçü uzun zaman teşvik etmiştir. Bunun nedenleri arasında sarayda ve devlet yönetiminde çok sayıda yer alan Kafkas kökenli kişilerin kendi akraba ve yakınlarını bu tarafta görmek istemiş olmaları önemli bir etken olmuş olmalıdır. Ayrıca Osmanlı sınırlarını savunmakta özellikle Rumeli'deki topraklarda Hıristiyan halkın arasına Müslüman nüfusu yerleştirip yüzdesini arttırma gibi bir amaç da güdülmüştür. 1858'den sonra gelen göçmenlerin özellikle Tuna nehrinin güneyinde yer alan bölgeye yerleştirilmelerine ağırlık verilmesi bunun göstergesidir. Ayrıca Osmanlı padişahının aynı zamanda halife olması nedeniyle Müslüman Kafkasyalılara sahip çıkmanın halifelik makamının gereği olduğu düşüncesi de bazı belgelerde dile getirilmiştir. Ancak görülen odur ki devlet adamlarının düşündüğünden daha yoğun göç ve göçmen dalgası ile karşılaşılması ile birlikte (arşiv belgelerinden anlaşıldığı özellikle üzere 1861 den itibaren) teşvik politikasından vazgeçilmeye başlanmıştır. Devletin ekonomik ve mali durumunun bozukluğu bu politika değişikliğinde de önemli rol oynamıştır. 1864 den sonra bu sınırlayıcı göçmen politikası daha da öne çıkmış izin alınmadan veya İstanbul'a bildirilmeden pasaportsuz gelen göçmenler dahi kabul edilmemeye başlanmıştır.[1]
2 - Rusya'nın Rolü
Bu konuda dikkat çekici olan husus Rusya'nın Doğu Kafkasya ile Kuzey Batı Kafkasya'daki tutumlarının farklı olmasıdır. Çünkü göç veya sürgün politikası Çerkes ve Abazalara yönelik yürütülmüştür. Dağıstanlılara veya Çeçenlere karşı benzer bir zorlamaya baş vurulmamıştır. Bu tutum farklılığı neden kaynaklanıyor? Çerkes-Abazaların yaşadıkları bölgelerin daha sarp ve engebeli bir arazi yapısına sahip olması mı? Bundan dolayı da bunların kendilerine sürekli sorun çıkaracaklarına inanmalarımı? bu konuda somut bir gerekçeye rastlamadım. Gelişmelerden anlaşıldığı kadarıyla Ruslar daha 1858 yılından başlayarak Çerkes ve Abaza kabilelerinin (özellikle sarp vadilerde oturanların) karşısına iki seçenek koymuşlardır. Bjeduğlar, Makhoşlar, Kemirguveyler ve Besleneylerede ya Kuban'ın sağ tarafındaki ovaya yerleşmek veya başka bir ülkeye (tabii kastedilen ülke Osmanlı Devletidir) göç etmelerini istemişlerdir. Bu kabilelerin Kuban ovasına yerleştirilmeleri ile Rus-Kazak yerleşimlerinin aralarına dağıtılmaları durumunda bunların daha kolay kontrol altında tutulabileceği görüşü hakimdi. Bu yolu kabul etmeyenlerin ülkeden sürülmeyi de kabul etmeleri gerekiyordu. Ruslar bu politikalarını 1864'e kadar yani Kuzey Batı Kafkasya'yı bütünüyle ele geçirdikleri tarihe kadar sürdürmüşlerdir. Aslında bu politikanın mimarlarından birisinin General D. A. Milyutin olduğu anlaşılmaktadır. Daha 1857'de Kafkasya ordusu genel kurmay başkanı olduğu sırada hazırladığı raporda bu politikanın ipuçlarını vermişti. Daha sonra Prens Baryatinski de bu politikayı benimsemiş ve hatta 1862'de resmi bir karar haline getirildikten sonra uygulamasına daha da hız verilmiştir. Gerçi biraz önce belirttiğimiz gibi gayrı resmi olarak olsa da 1858'de göç ve sürgün politikası yürürlüğe sokulmuştu. Zaten bu arada Kuban nehrinin batı yakasından itibaren Rus-Kazak stanitsaları kurulmasına da başlanmıştı. Ruslar ancak 1864 Aralığında Çerkes-Abazaların Osmanlı topraklarına sürülmeleri şıkkından vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Bunda Kuzey Batı Kafkasya'nın boşalmakta olmasıyla birlikte ekonomik yönden Rusya'nın da çıkarına aykırı bir durumun kendisini göstermekte olmasının da büyük payı vardır.[2] Rusların Osmanlı’ya göç konusundaki zorlamalarında yüz binlerce göçmeni yığarak Osmanlı Devleti'ni zor duruma düşürmek onu ekonomik ve mali yönden yıkıma sürüklemeyi sağlamaya çalıştıkları da anlaşılıyor.[3]
3 - Kafkasyalıların Tutumu
Bu konuda da Kuzey Batı Kafkasya ile Güney ve Doğu Kafkasya'nın durumları farklıdır. Her ne kadar Dağıstan kabilelerinden, Çeçenlerden veya Gürcülerden (ayrıca Asetinler, Karaçaylar, Acaralar gibi gruplarda dahil olmak üzere) bir çok göçmen Osmanlı topraklarına göç etmişse de bunlara karşı Rusya'nın göçe zorlama veya sürgün niteliğinde baskıları olduğuna dair bilgimiz yoktur. Bunların göçünde en başta gelen etken din unsuru gibi görünmektedir. Ancak yukarıda belirttiğimiz gibi Kuzey Batı Kafkas kabilelerinin göçlerinde teşvik edici unsurlar olduğu gibi Rusya'nın izlediği politika da çok önemli rol oynamıştır. Bu durumda kabileler ya Rus ve Kazak köyleri arasına dağıtılarak yerleştirilmeyi kabul edecekler ki böylece asimile olmayı da göze alarak uysal birer yurttaş olmayı kabul edecekler yahut da Osmanlı tarafına göç etmeyi tercih edeceklerdi. Büyük çoğunluk her iki şıkkı da kabul etmemek için var güçleri ile direnmeye çalışmışlarsa da sonunda peyderpey Osmanlı topraklarına göç etmeyi tercih etmek zorunda kalmışlardır. İlk Rus zorlamasıyla göç eden kabileler yukarıda da belirttiğimiz Bjeduğlar, Makhoşlar, Kemirguveyler, Besleneyler ve ek olarak Hatıkoylardır. Daha sonra bunlara Abzahlar, Natukhaçlar ve Şapsığlar da ekleneceklerdir. En sonra da Ubıhlar ve Abaza kabileleri 1864'de göç etmek zorunda kalmışlardır.
Kuzey Batı Kafkasya’dan olan göçlerde Osmanlı tarafından yapılan teşviklerin (hem devletin hem de Çerkes ve Abaza kökenli ileri gelenlerin) hem de dini etkenlerin de önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır. Özellikle Abhazların Müslüman olanlarının göç edip de Hıristiyan olanlarının göç etmedikleri görülmüştür. Ancak Müslüman Abhazların hepsinin de göç ettikleri söylenemez. Kabilelerdeki feodal yapının göçte bir diğer önemli etken olduğu da anlaşılmaktadır. Soylu ve güçlü kişiler topluca göç etmeyi özellikle teşvik etmişlerdir. Çünkü böylece kendi kabileleri üzerindeki hakimiyetlerini sürdürebileceklerini düşünüyorlardı. Bu arada göçe engel olmaya çalışan Çerkes aydınları da bulunduğu da görünmekle birlikte bunların etkilerinin oldukça sınırlı olduğu anlaşılmaktadır.
[1] Osmanlı Devleti'nin Kafkasya'dan göçlerle ilgili tutumuna dair İstanbul'daki başbakanlık devlet arşivinde pek çok belge bulunmaktadır. Bunlar hakkında bilgi edinmek için bakınız: Bedri Habiçoğlu, Kafkasya'dan Anadolu'ya Göçler, Nart Yayıncılık, 1993 İstanbul. Bu konuda başka bir kaynak da : Abdullah Saydam, Kırım ve Kafkas Göçleri (1856-1876), Türk Tarih Kurumu Yayını - 1997 Ankara. A. Saydam Çeçenleri de Terek Nehrinin öte tarafına yerleştirmek üzere General Loris Melikof'un bir proje hazırladığını Musa Kundukhov anılarına dayanarak söylemekte ise de buna dair başka bir bilgimiz veya belgemiz bulunmamaktadır. Diğer taraftan yazar Osmanlıların göçü teşvik konusunda ki rollerinin abartıldığı kanısındadır. Halbuki yine yararlandığı Musa Kundukhov'un anılarında Osmanlı Devleti'nin göçü teşvik etmek için ne kadar çaba harcadığına dair birçok bilgiler yer almaktadır. Örneğin, sayfa 60'da Sadrazam Fuat Paşa "Bütün Kafkaslılara, Ruslarla savaşa devam etmenin olanaksızlığını anlayarak, Türkiye'ye göç etmelerini, bunun gelecekleri için daha hayırlı olacağını tavsiye etti" dediğini Musa Kundukhov anlatmaktadır. (General Musa Kundukhov'un Anıları, Çeviren Murat Yağan, Kafkas Kültür Dernekleri Yayını, İstanbul 1978). Diğer taraftan A. Saydam Osmanlı topraklarının genişliğine göre nüfusunun az olmasından dolayı göçün teşvik edildiğini, Kemal H. Karpat'tan, (Ottoman Population (1830-1914), Medison/Wisconsin - London, 1985) naklen kendisi aktarmaktadır.
[2] Rusya'nın göç ve sürgün politikası konusunda Rus arşiv belgelerine dayalı olarak hazırlanmış en iyi kaynaklardan birisi için bakınız: Aliy Kasumov - Hasan Kasumov, Çerkes Soykırımı, Kaf-Der Yayını, 1995 - Ankara .
[3] Bu konuda İngiltere'nin Rusya büyük elçisi olan Lord Napier Rusların Kafkasyalıları ovalara yerleştirmek için "epey miktarda para harcamak zorunda kalacaklarını, fakat Osmanlı Devleti'nin aceleci davranarak göçmenleri kabul etmesi ile bundan kurtulduklarını" ifade etmiş. (A. Saydam, s. 79 da)
KAYNAK KÜNYESİ: Çerkeslerin Sürgünü, Kafkas Derneği Yayınları, Ankara 2001, Sayfa: 118-122
-
Sürgünün Sonuçları ve Geri Dönüş Konusu
05 Nisan 2015, Pazar -
Göçün (veya Sürgünün) Nedenleri
05 Nisan 2015, Pazar -
Bir Soykırımın Adı 1864 Büyük Çerkes Sürgünü
17 Temmuz 2012, Salı -
1864 Trajedisi
10 Temmuz 2012, Salı -
Gönen-Manyas Çerkeslerinin Sürgünü
06 Temmuz 2012, Cuma