- Kuruluş Bilgileri
- Vakfın Organları
- Vakıf Senedi
- Yönerge ve Yönetmelikler
- Vakfın Çalışmaları
- Üyelik ve Üyeler
86 duyarlı hemşeri bir araya gelip toplam 25 milyar Tl.sı sermaye tahsis ederek 2000 yılında kurduğumuz KAF-DAV, bu gün 11 yaşındadır. Geçen süre içerisinde çok değerli 7 üyemizi kaybettik. 2010 yılı içerisinde aramıza 28 yeni üye katıldı. Ankara’nın Mithatpaşa caddesinde satın almış olduğumuz kendi dairemizde faaliyet gösteriyoruz. “Kafdav Bilimsel Araştırma Merkezi ve Yayıncılık İşletmesi” Vakfımıza bağlı bir İktisadi İşletme olup vergi mükellefidir ve “Yayıncılık Sertifikası” olan ticari bir kuruluştur. Bilim Kurulu ve çalışma guruplarının araştırma çalışmaları ile Kafkas tarihi ve kültürü konulu araştırmalara dayalı eserler yayınlamaktadır. Kafdav, statüsü itibariyle Kuzey Kafkaslı toplumun diğer 4 vakfı gibi klasik bir vakıftır. O’nu nispeten farklı kılan da hedeflediği şeyler ve uğraşılarıdır.
Antik çağlardan beri Kafkasya’nın yerli halkları olarak yaşayan Çerkesler’in torunları olduğumuzu, eşi örneği çok az olan bir tarihe ve kültüre sahip bulunduğumuzu hepimiz değilse bile önemli bir kesimimiz özellikle de genç kuşaklarımız biliyorlar. Kafkasyalı, Avrupalı, Ortadoğulu, Rus ve Amerikalı bir çok bilim adamının ve gezginin son 200 yıl içindeki tarih, arkeoloji, sosyal antropoloji, etnoloji, sosyoloji, mitoloji, dil bilimi, müzik, sanat, spor ve seyahat alanındaki yayınları, Çerkeslerin geçmişteki yaşamları hakkında irdelenmeğe,öğrenilmeye değer bir çok önemli ip ucu taşımaktadır. O kıymetli eserleri kaleme almış değerli bilim insanları, seyyahlar, araştırmacı-yazarlardan bir kısmının adını sadece örnek olarak aşağıya alıyoruz:
( M.Ö. 850 yıllarında yaşamış ünlü Yunan destanlarının düzenleyicisi Homer’ le başlayan, M.Ö.5. yüzyıldan itibaren de HERODOT, STRABON, HELLENİKUS, MARCUS VERRİYUS FLACCUS M.S.; M.S. 96-140 yılları arasında FLAVİYUS ARRİYANUS ve Romalı PLİNİUS gibi Yunanlı ve Romalı Seyyahlar ve Arap kökenli Abdül Hasan EL MES’UDİ ,Ebu-El KASIM Lübnan’lı Abul-FEDA; İbni BATUTA, İng.Sir JOHN MANDEVİLLE, ünlü Türk seyyahı EVLİYA ÇELEBİ, Fransız Konsolos M.de PEYSONNE, Alman Bay ve Bayan FEYGANG, İngiliz Dr. Robert LYALL, Dil Bilimcisi BENFEY, İngiliz J.A. LONGWORT, Cenevizli gezgin GİORGİO İNTERİANO, Alman yazar Friedrich M.von BODENŞTAYT, E.W.LATİMER, Fransız araştırmacı Madame Xaviyer Hommaire de Hell’in, Alexander BESTUJEV (MARLİNSKİ), Giffort PALGRAVE; Fransız tarihçi ve etnograf Jacques de MORGAN, . Hititolog J. G. MACQUEN, Amerikalı Profesör Reginald Aubrey FESSENDEN, Sir FLİNDERS PETRİE , Sami Filolojisi ve arkeolojisi uzmanı Prof. Dr. Albert T.CLAY, Sir Robert HART ve grubu, Kafkasolog W.E.D.ALLEN, Prof. MEŞANİNOV, Prof. T.A.OLYMSTEAD, ARTHUR BYHAN, Rus asıllı araştırmacı Aleksander BAŞMAKOF, N.ANFİMOV, Nikolay MARR, Prof.Dr TURÇANİNOV, Prof.Aytek NAMİTOK, Yusuf İzzet MET paşa, Prof.Dr. Ruslan BETROZOV, Doç.Dr.Lopaçhe NURBİY, Yuri VORONOV, MARKOVİN, R. MUNÇAEV, B.B.PİOTROVSKİ, LAVROV ve daha bir çokları)
Yukarıda adı geçen yazar, seyyah ve araştırmacıların eserleri gibi, tarihimiz ve kültürümüzle ilgili önemli ipuçları taşıyan yüzlerce eser var olduğuna göre, onları bir araya getirmek ve bilimsel yöntemlerle onları inceleyip-inceletip; bu güne kadar net olarak cevaplarını ortaya koyamadığımız sorulara artısı ve eksisi ile olabildiğince açık ve net cevaplar bulmak üzere çalışmak gerektiğini düşünüp birlikte yola koyulduk. Zira, geçmişini iyi bilen toplumlar ve onların uzmanları çok daha sağlıklı hedefler belirleyebilir ve genç kuşaklarını ona göre hazırlayabilirler.
60 yaşını aşmış hemşerilerimiz bilirler ki, 35-40 yıl önce belli merkezlerde Kafkas Dernekleri tarafından neşredilen birkaç dergi dışında toplumumuzla ilgili fazlaca ve güvenilir kaynaklara sahip değildik. (Aslında vardı da biz farkında değildik) Oysa bu gün Türkiye’mizde basımı sağlanan eser sayısı 300’ ü aşmıştır. Buna rağmen kültürümüzü ve tarihimizi araştırmacılara yeterince anlatıp tanıtamadık.Bilim adamlarınca kaleme alınan eserlerde kaynak olarak yayınlarımızın çok azı dikkate alınmaktadır. Hal böyle olunca; toplam 300 eser yerine; bilim adamlarınca araştırılıp kaleme alınacak ya da Kafkas halklarının tarihlerini, kültürlerini konu almış ve bilimsel araştırmalar sonucu yayınlanmış ve kabul görmüş ciddi eserlerin tüm ülke okurlarına kazandırılması, ya da Kafkas kökenli olsun olmasın bu kültüre ve tarihe doğrudan ya da dolaylı olarak ilgi duyan her seviyeden akademisyen, akademisyen adayı, yazar, araştırmacı ve yapımcılara daha çok da üniversite öğrencileri ve öğretim üyelerine gerekli olan her türlü kaynağı sağlayıp onların tezler ve eserler üretmelerine yardımcı olmak gerektiği ortaya çıkmaktadır. Özetle yapmak istediğimiz de budur.
Vakıflar olarak uğraşmak zorunda olduğumuz bir çok toplumsal sorunumuz vardır. Buna karşın kaynaklarımız sınırlıdır. O nedenle sınırlı imkanlarımıza sizlerin de katkılarınızı esirgemeyeceğiniz düşüncesiyle, ilk olarak halen Vakıf İktisadi İşletmesi statüsünde faaliyet gösteren KAFDAV BİLİMSEL ARAŞTIRMA MERKEZİ’ ni, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde amacımıza uygun köklü bir Üniversite bünyesinde yer alan “KAFDAV KUZEY KAFKASYA ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ” statüsüne kavuşturmak, ikinci olarak da araştırma merkezimizin bir bölümünde( Zamanla daha uygun bir mekanda) küçük çapta da olsa bir KAFDAV ÇERKES KÜLTÜRÜ MÜZESİ kurup hizmete sunmanın gelecek bakımından daha yararlı olacağını düşündük. Kıt imkanlarla 4-5 yıl içerisinde küçümsenemeyecek bir mesafe de aldık. Araştırma Enstitüsü statüsü ile içinde yer almamız gerektiğini düşündüğümüz belli başlı Üniversite ve Fakültelerle gelişen diyaloglarımız, tercihlerimizde yanılmadığımızı göstermeye başladı.
Son yıllarda örneklerini çok sık gördüğümüz üzere, kimileri bizi eleştirecek, kimileri haksız yere bölücülükle suçlayacak, kimileri toplumumuzu günah keçisi yerine koyup tarihte kalmış bazı şeylerin sorumluluğunu bize mal etmeye çalışacak, kimileri nüfus yapımızı tersine çevirip yok düzeyine indirerek yazacak. Bu tür olumsuzluklara takılıp kalmayalım. Öncelikle kendi gerçeklerimizi belirleyip bir muhasebesini yapalım, şu bölünme hastalığından bir kurtulalım, imkanlarımızı geleceğimiz olan gençlerimiz için kullanalım, şu internetin bilgi kirliliğinden sıyrılıp daha çok okuyan bir toplum olmaya; Anavatanımızı, sadece günümüz ekonomik penceresinden görme yerine antik tarihimizin ve kültürel zenginliğimizin kaynağı ve uzun vade de olsa bir gün nihai buluşma yeri olarak görmeye çalışalım.
Özet olarak; araştırılmaya ve tanıtılmaya değer antik bir tarihe ve kültüre sahip Kuzey Kafkasya halkları neden büyük bir KAFKAS KÜLTÜR MÜZESİNE, her kademeden araştırmacıya kaynak sağlayabilen çok güçlü bir kaç ARAŞTIRMA KÜTÜPHANESİNE ve nihayet köklü birkaç Üniversite bünyesinde akademik çalışmaların yapılabildiği donanımlı bir kaç KAFKAS ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜNE sahip olmasınlar, olamasınlar?
İnanınız bu hedeflere ulaşmak hiç de zor değil. Bütün mesele bu yapılara sahip olmamızın gelecek kuşaklarımız için gerektiğine inanmaktan geçiyor. Bizler inanarak yola çıktık ve var gücümüzle uğraşıyoruz. Geliniz binler, on binler, yüz binler el ele verelim. Toplumumuz ve gelecek kuşaklarımız için;
A) Kimimiz, Kuzey Kafkas halklarının tarihine ve kültürüne ait bilimsel kitap, dergi, tez, makale, yorum, harita ve benzeri en az birer materyal göndersin
B) Kimimiz, nereden ve nasıl, hangi bilimsel kaynağa ulaşabileceğimizi öğrenip bilgisiyle-rehberliğiyle katkı sağlasın.
C) Kimimiz, Müzemizde yer almasında yarar gördükleri bir objeyi bağışlasın, veya bağışlanmasına rehberlik etsin ya da profesyonel antikacılara yok fiyatına satılan Kafkasya orijinli objeleri temin edebileceğimiz kaynak bilgileri ulaştırıp yardımcı olsun.
D) Kimimiz de batı ülkelerinden getirmek zorunda olduğumuz eserlerden bir-iki tanesini ya da dijital veya fotokopi suretini temin edip göndersinler veya ederi olan 50-100 ABD Doları veya 50-60 AB EURO’ sunu bağış olarak hesaplarımıza ulaştırsınlar.
E) Kimimiz mal varlığının bir kısmını bir yerlere gönüllü olarak bağışlamak isteyen insanlarımıza ulaşıp toplumumuzun geleceği adına yararlı çalışmalar yapmaya aday olan Vakfımıza bağış yapılmasını sağlasınlar.
Daha fazla zamanınızı almak istemiyoruz. “Vakfın çalışmaları” ile “Duyurular” bölümünde ve maddeler halinde açıklamalarımızı bulabileceksiniz. O nedenle, bilgilendirme notumuza şu satırlarla son vermek istiyoruz:
Geliniz, araştırma merkezlerimizi bir an önce Araştırma Enstitülerine dönüştürerek birer Üniversitenin bünyesine katalım. İnanıyoruz ki, biz bizim kuşaklara düşeni yaparsak, bizi izleyen genç kuşaklarımız da toplumumuzu tanıtma ve arzu ettiğimiz hedeflere ulaştırma bakımından o imkanları en iyi şekilde değerlendireceklerdir. ”
Ankara, 26.06.2012
Selamlar, Sevgiler, saygılar.
Muhittin ÜNAL
Kaf-Dav Başkanı